26 Aralık 2015 Cumartesi

Dedektif PİT'in Maceraları-1









Diliiiiiiii......diliiiiiii.......diliiiiiii...

-  Açmıyor demi ?... Tanrı aşkına bu adamın derdi ne!....beni ne sanıyor bu aşağılık şişko pislik,  Şu dedektif denen adam var ya ben onun gelmişinin geçmişinin en değerli, en antika en yadigar üyesi olarak lanet olası tozlu rafların arasındaki, bir türlü değeri kıymeti anlaşılmamış telesekreteri olmaktan bıktım.. Neyse sende kimsin? Bu lanet şişkoyla ne işin olur... Hadi lanet poponu kaldır da biraz da sen konuş, ben aradan çıkayım dit sesinden sonra söz sende hadi bakalım.

 "  Diiiit..."

   Dedektif,  sizle acilen görüşmem gereken sansasyonel bir olay vukuu buldu. Lütfen bana ulaşınız.

"  Diiiiiiiiitt...."

   Ya dayanamadım kusura bakmayın ama çok beklersiniz. Bu adam bu mesajları en son okuduğunda, dedektiflik bile yapmıyordu. Düşün yani ne kadar bekleyeceğini. Bu telefonun varlığından haberi bile yoktur, bunun için bahse bile girerim, var mısın kendimi ortaya koyuyorum.

.. Fare mi o! Al iste bak! Evde kendinden başka herkes yaşıyor.

  Neyse çenem düştü yine,  senin ses tonunu sevdim sana başka biri yardımcı olabilir. Bu dedektifin bir yaveri var Sebastian, biraz benim gibi ama ona daha çabuk ulaşarak işini halledebilirsin. Seni ona bağlıyorum hatta kal...

 "Diiiiiiiiitt."

   - Buyurun ben dedektif Pıt’ın yaveri Sebastian,  üstada ulaşamadınız demek, neyse size nasıl yardımcı olabilirim.
   İyi günler, acilen dedektif ile görüşmem gerekiyor,  ona nasıl ulaşabilirim.
  -  Hey hey hey hanımım, biraz sukut lütfen! Üstat ile görüşmek o kadar kolay mı sanıyorsunuz. Sizin gibi peşinden ayrılmayan,  kapısının eşiğinde yatan, hatta bazı geceler evinin camlarından not yazılı kağıtları taşlara sarıp camı kırarak ulaşmaya çalışan nice hayvanlar var. Sizin gibiler yüzünden üstat,  kırık camların arkasında üşümemek için tuvalete çıkamıyor, akşamları evde yokuz izlenimi vermek için karanlığa mahkum oluyor.
   Belki elektrik kesilmiş de olabilir! Fakat bu üstadın karanlıkta kalmasını gerektirmiyor. Ne yani birkaç fatura ödemeyi unuttu diye, üstat ajansları takip etmesin mi?  kendisine sütlü kremalı cappucino yapmasın mı? Olayların gizem perdelerini kaçak çay ile mi kaldırsın. Her neyse siz adınızı ve adresinizi verin müsait bir vakitte size ulaşabilelim..


                      2 Hafta sonra

  Sebastiyan....Sebastian....Sebastian... Tanrı aşkına hangi cehennemdesin. Nerede kaldı benim kahvem
- Üstad, çok önemli ve bir o kadar da inanılmaz bir şey oldu, kediniz   Arthuru sizin için hazırlamış olduğum kahveyi içerken yakaladım. Daha da garip olanı içtikten sonra da garip garip tıksırmaya başladı en sonunda da bakın şu kolyeyi kustu.
- Ah Arthur! Bu açgözlülüğün başımıza daha neler açacak, nasıl bir kolyeymiş bakalım.... Aah tanrım !!! Bu nasıl bir koku, lanet olsun Arthur senin bu işkembene. Sen neler yiyorsun böyle... Sebastian bu kolye değerli bir koleksiyonun bir parçası gibi duruyor. Böyle bir kolyenin arthurun midesinde ne işi olur. Bizim Arthur ne zamandan beri böyle değerli şeyler yemeye başladı. Neyse al sen bu kolyeyi akşama kadar neler öğrenebilirsin bakalım. Ben çıkıyorum,  malum yol uzun Asuman hanımı fazla bekletmek olmaz, sende işlerini hallet akşam yemekte bana katılırsın, bu arada şu lanet kediye biraz göz kulak ol ve en önemlisi kahvemden uzak tut onu.


   Taksi Asuman Hanımın Konağının önünde geldiğinde, dedektif hâlâ taksiciyle pazarlığı bir türlü bitirememişti. Taksinin durduğunu gören Asuman Hanım, kapıda karşılamak üzere bahçeye doğru gelirken dedektifin söylenerek taksiden iner. Güneşin battığı, gökyüzündeki kızıllığın koyulaşıp karanlığın hakimiyetine girdiği, havadaki rutubetin dedektife romatizmalarını hatırlattığı sırada yeşilin hakim olduğu geniş bahçeden birlikte adımlayarak, hizmetçilerin, uşakların ve bahçıvanların bakışları arasından tarih ve yaşanmışlık kokan belki birazda Fransız kroasan kokulu koridorlardan geçerken aklında nedense taksiciye kaptırdığı fazla para ile koridorlarında yankılanan şu yemek kokuları ve bu kokuları barındıran çılgın yemek menüsü vardı. Büyük salona geldiğinde Asuman Hanım, kendi sakin asilzade duruşuyla evde bulunan kızı Isabeli, torunu clara’yı ve aile avukatları Igoru dedektife tanıttı. Kısa tanışma faslından sonra herkes yerlerini aldığında uzun gece dedektifin konuşmaya başlamasıyla start alır.
  -   Hanımefendi lütfen ceketimi dinlendirmeye alır mısın? İyi akşamlar hanımlar ve beyler...
 Kendim hakkında övgü dolu sözler söylemek isterdim lakin buna vaktim yok, benim kim olduğumu bilmeniz, bana hayranlık duyma isteğinizi anlıyorum bunun için sizi suçlayamam, beni kendi zengin muhitlerinde de görmek isteyenler hayranlarım olabiliyor bunun için yapmaları gereken şeyler kadar basit ki, ben hayat iki şişkinliğe önem veririm. Cüzdanımın ve göbeğimin şişkinliği... Bu iki seyi sağlayın gerisini yardımcım Sebastiana bırakın derim her zaman..Neyse beni bırakalım buraya Saygıdeğer Asuman hanımın sorunlarını çözmeye geldik öyle değil mi.
 Lütfen! Herkes yerinde kalabilir mi? Olay mahallinin bozulmasını istemiyoruz hiçbirimiz...
  Gördüğüm kadarıyla haliniz vaktiniz yerindeymiş, enseniz de baya kalınmış. Umarım Tanrıya bütün bu nimetler için şükür ediyorsunuzdur... Konuya geçmeden önce burnuma güzel kokuların geldiğini söylemeliyim, dua edelim bu kokular mutfaktan geliyor olsun, zira gündemim de fazlaca konu olduğu için toplantımız biraz uzun sürebilir...
   Bu is bu gece çözülecek hanımlar ve beyler... Öncelikle tüm aile fertlerini yemek masasında görmek istiyorum... Evde çalışanlar içinse bir yer sofrası hazırlayın görüş açımda olmasına dikkat edelim lütfen...
Buraya gelmeden önce Asuman hanımdan aldığım bilgiler ışığında yardımcım sebastiyan ile birlikle küçük bir araştırma yaptık, bunun neticesinde bir sonuca vardık lakin zihnimde minik kedi sevimliliğinde bir kaç soru işareti kaldı... Hem bu soru işaretlerindeki sevimliliği ortadan kaldırmak hem de Asuman hanımın güzel yemek davetine icabet etmek üzere bu yemekli toplantıya iştirak ettik... Teşekkürler, asuman hanım için... Saygılarımı sunuyorum.
 
    Dedektif,  Asuman Hanım ve ailenin diğer fertleri yemeklerin masadaki yerlerini aldığında mikrofon tekrar dedektifdeydi:
   - Lütfen herkes rahat olsun sükûnetini korusun, masadaki bu muhteşem yemekler bu saygıyı hak ediyor. Yemeğe başlamadan Tanrıya şükür etmeye ne dersiniz?
    Tanrım… Asuman hanımın bu muhteşem masası ve üzerindeki bu enfes yemekleri bize kaşıklamayı, ruhumun derinliklerin de hep yer etmiş olan şu  masanın ortasındaki soğanının hafif pembeleşmiş olduğunu buradan gördüğüm eti seri bıçak darbeleriyle lokmalara ayırıp, diş darbelerimle ve damağımla dans edişi sonrasında o muhteşem mide yolculuğunu sırasında bize yaşayacağın tüm hazlar için şükranlarımızı kabul et ve bunla da yetinmeyip sonrasında tatlı krizi yaşatmak isteğin yok mu ! O bile ayrı bir teşekkürü hakkediyor. Tanrım,  Asuman hanımın hanesine verdiğin bu nimetlerden bizde isteriz, bizim de soframız böyle şen olsun. Ellere varda bize yok mu? Ne yani biz hep fakir mi kalalım?  Valla bende istiyorum, yoksa bir daha sofrada seni böyle kutsamamızı bekleme. Amen....
    Yemeğe ve Tanrıya da saygımızı sunduğumuza göre önce toplantının akışı hakkında bilgi vermek istiyorum... Öncelikle Asuman Hanımdan bugünkü yemeğimiz hakkında kısa bir ön bilgi, sonrasında yemeklerin damak zevkimle buluşması ve akabinde size konuyla alakalı minik sorularım olacak. Gecenin ilerleyen saatlerine doğruda olayın failini açıklamamla birlikte gecenin sonuna gelmiş olacağız. Kısa bilgilendirmeyi de yaptıktan sonra gecemiz başlasın lütfen,  evet Asuman hanim sizdeyiz...
   - Sayın dedektif, sizi aramızda görmekten büyük onur duyuyoruz... Sizin için geniş bir koalisyon menü oluşturduk, size farklı seçenekler sunmaya çalıştık umarım beğenirsiniz... Ana yemeğe geçmeden önce sindirim sisteminizi harekete geçireceğini düşündüğümüz aperatifler hazırladık, içlerinde jersey halkaları, prenses soslu küçük şeytanlar mevcut. Salata olarak Sezar ve waldorf salatasını uygun gördük... Çorba rezervlerimiz de havuç çorbası,  Kraliçe usulü çorba ve karpuz çorbası mevcut... Ana yemek olarak, İngiliz usulü üzeri eritilmiş tereyağı sosu gezdirilmiş bonfile, İngiliz usulü yumurtalı pilav, Britanya usulü tavşan ve ona eşlik etmesini istediğimiz elmalı ördek ve son olarak da VIII Henry usulü tartület siz değerli misafirimizin damak zevkine sunulacak. Umarım yemeklerimizden memnun kalırsınız ekstra bir arzusunuz olursa lütfen çekinmeden söyleyin.
    -Asuman hanım, muhteşem bir menü hazırlamışsınız. Kendimi Buckingham sarayında ağırlanıyor gibi hissettim bunun için yemin edebilirim. Sizde rahat olun lütfen, emin olabilirsiniz bir isteğim olduğunda çekinmeyeceğime söz veriyorum. Uzun uzun kendimi övmeyi sevmiyorum, bilmiyorum bunu biliyor musunuz?
     Dikdörtgen şeklindeki ceviz ağacından yapılmış 6 kişilik yemek masasının başköşelerinde Dedektif Pit ve Asuman Hanım yer alıyordu,  dedektifin sağ yanında Asuman hanımın büyük kızı isabella sol yanında ise torunu clara ve aile avukatı bulunuyordu... Hazırlanan yer sofrası da ise aşçı ve yardımcıları, hizmetliler ve Uşaklar yemek yiyeceklerdi.
    Yemekler yenmeye başladığında dedektifin dogal ve umursamaz tavrı çok tuhaf karşılanıyordu, hızlıca bir kaç tabak yemeği mideye indirdikten sonra birden duraksadı eve Asuman hanımın büyük kızına yöneldi:
    - Sevgili Isabelle, isminizi doğru telaffuz ettim umarım, size Isabel dememin bir mahsuru yoktur. Lütfen rahat olun ve bana olayla ilgili bilmediğim bir şey söyleyin.
Bunları dedikten sonra yemeğe devam eder, o kadar umursamaz ve rahattı ki tıpkı bir pazar sabahı kısa şortuyla kahvaltı edercesine...
  - Tüm bildiklerimi Annem size söylemiş zaten, ne olur çocuğumu bana bulun...
  - Lütfen müsterih olun hanımefendi,  yavrunuzun size tekrar anne demesini sağlayacağımdan şüpheniz olmasın. Ama öncelikle size birkaç soru sormama izin verin...
  -Tabi ki buyurun...
  - Oğlunuzun son günlerdeki hali nasıldı, diğer günlerden farklı bir havası var mıydı? Hayata bakışı nasıldı? Toplumdaki yerini sorguluyor muydu? Cemiyet hayatında acımasızca sürdürülen bu mevki makam sahibi olma çabaları için ve egoyu tatmin için başvurulan yöntemler için bize vermek istediği tavsiyeler var mıydı? Sormak istediğim şey şu aslında: Ortadan kaybolmaya meyilli bir ruha sahip miydi? Ortadan kaybolmayı kafasına koymuş olabilir mi? Zira ben bunu zaman zaman düşünmüyor değilim hani.
 Dedektif bu sorunun ardından gözüne masadaki harika bifteği kestirir, ağzından akan suyun farkına varmadan...
  - Hayır dedektif,  hayır hayır bu imkânsız... Benim minik kuşum henüz o dediklerinizi yapabilecek biri olamadı.
  -Hiim, biraz daha ayrıntı lütfen....Bu arada kimse yemeyecekse şu bifteği de alabilir miyim?   Isabel sen devam et; durma ben senin sözünü kesip susturana kadar konuş.
  -Tom küçükken bir kaza geçirdi ve beyin fonksiyonları tam gelişme göstermedi,  bizde bu yüzden onun için yıllarca özel hoca tuttuk.
  -Demek bir kaza geçirdi ve sizde ona özel bir hoca tuttunuz, doğru anlamışım yani! İlginç sizi daha fazla yormamak ve yemeğin tadına daha çok varmak için kısa tutacağım, fakat şu sorularıma da kısa ve şu önünüzde duran bir türlü yemediğiniz tatlılar kadar dikkat çeken cevaplar alabilirsem sevineceğim. Özel hocalara hep bir hayranlığım olmuştur. Hep bir özel hocam olsun,  bana bilmediğim şeyler öğretsin ama ne yazık ki öyle birini bulamadık. Özel hocamız Bruce acaba şuan nerede?
  - siz… Siz… Bunu nerden biliyorsunuz?
  - Hadi ama isabel, şimdiden şaşırmaya başladığını görüyorum. Ne yani onunla yaşadığınız gizli aşktan da mı bahsetmeyeceğiz.
  - Bunlar nasıl ithamlar sayın dedektif, ben hayatımı çocuğuna adamış eşime sadık bir bayanım. Sizi benle böyle konuşmaktan men ediyorum.
  - Lütfen daha sakin olalım Sevgili Isabel,  sözlerimi kişisel almayın benim işim gereği bu soruları sormam gerekiyor.
 Bir anda hışımla yerinden fırlayan dedektif,  ağzındaki lokmayı yere tükürür sonra önce isabele ve asuman hanımın etrafında daha sonra tüm masayı dolaşır:
 Konumuza tekrar döneceğim fakat demin lavaşın arasına sardığım şu etler bufala eti miydi? Yoksa bu masaya yakışmayan etlerden miydi?....lanet olsun asuman,senin bu aşçılarının sorunu ne ha, ben buraya bu eti çiğnemekle uğraşmaya mı geldim ! Zaten lanet bir sabaha uyandım,  bu da yetmiyormuş gibi son kalan kahvemi de lanet kedim Arthur un içtiğini öğreniyorum buda yetmiyor büyük umutlar beklediğim şu masada da aradığımı bulamıyorum..Söyler misin asuman,bu saatten sonra benden nasıl bir performans bekleyeceksin. Açık konuşmak gerekirse, şu dakika itibariyle konuya olan ilgim tıpkı babaannemin yaptığı tahinli kurabiyelere olan sevgim nispetinde azaldı. Şimdi burada sebastiyan olsaydı bu sevgiyi size izah edebilirdi,  zira ben bunu tarif de zorlanıyorum.  Ah babaannemin tahinli kurabiyeleri, simdi burada olsanız da benim şu halimi bir görseniz.





  Kırk odalı Asuman hanımın, boy boy ağaçlar ve rengârenk çiçeklerle donatılmış geniş bahçesinin heybetli demir kapısını aşıp sıra sıra odaların önünden el yapımı İran halılarının üzerinden geçerek o muhteşem, antik eşyalarla " zenginiz biz " havası verilmeye çalışılmış salona ulaşan Sebastian üzerindeki kırık dökük, toz toprak içerisinde kalmış; muhtemelen birileriyle çetin bir mücadele yaşamış emarelerinin bulunduğu paltosunu almak üzere yanına gelen konağın genç hizmetçisi kezbanı görünce,  yüzünde beliren aptal gülümsemeye engel olamaz. Heyecan ile ruhunun derinliklerin de o mahur besteyi duyar.
    Entarisi dım dım yâr
    Gelir diye umdum yâr
    Yatsıyı da bekledim
    Gözlerimi yumdum yâr

  Bu romantik dakikaları dedektif Pit'in uzun kahve sipariş sesi böler, yemek saatini kaçırmış,  masa toplanmış ve herkes dedektifin etrafında toplanmış ve kahve siparişleri veriliyordu. Sebastian hemen sandalye kapıp dedektifin yanına sessizce oturur, tabi boşta durmaz hınzır kaçamak bakışlarla kezbana "gönlüm sende" twetleri atmaya başlar. İlk defa bu duyguları tattığını fark eden sebastiyan hayatı sorgulamaya, maddi kazançların ötesinde ulvi, ruhi, duygi kazançların olabileceği ihtimallerini sevmeye başlar. Yüzündeki o beyaz zengi ifadesinden de bu okunabiliyordu. Tanrım,  ne kadar da mesuttu.

 - Kızım, şimdi beni çok iyi dinle istersen not al. Öyle alalade kahve getirme bana, öncelikle white chocolate mocha yapıyorsun daha sonra onu büyük bir bardağa boşaltılıyorsun. Diğer tarafta daha önce cappucino yapılmış makinada cramel macchiato yapıp üzerine bir miktar americano ilave edeceksin ve bunu yan tarafa ayırdığın kahveye üzerinde bitter çikolata olan filtre yardımıyla boşaltmaya niyet edeceksin, niyetini kahvemdeki aromada görmek istiyorum. Tabi bütün bunların 10 dk içerisinde tamamlanmış olması gerekiyor, zira ağzımdaki  alışılagelmiş  kahve tadını kaybetmek istemiyorum....Bu siparişi yapamam diyorsan yardımcım sebastian size eşlik edebilir. Anlaşıldı ise çekilebilirsin.


Kahvelerimiz hazırlanırken bizde şu esrarengiz kayıp torunu ve diğer ailevi sorunları çözelim. Asuman hanımın geçen hafta bana vermiş olduğu bilgiler yardımıyla aileden bir iki kişiyi takibe aldık. Sebastian iki aydır eve uğramayan oğlunuzun yerini tespit etti, kimlerle takıldığını nasıl bir kirli ilişkiler içerisinde olduğunu öğrendi. Ben ise kızınız sevgili isabeli takibe aldım, açıkçası öğrendiğim şeyler bu ailenin asil duruşuna hiç yakışmayan şeylerdi. Tüm bilgilerin toplanmasıyla olaydaki tüm gizem ortadan kalkmıştı.
  Asuman hanım, bana kızınızın yasak ilişkisinden bildiğiniz halde bahsetmemeniz beni açıkçası üzdü. Kızınızın eski özel hoca ile ilişkisi ortaya çıktığı için kovduğunuzu biliyorum,  ama siz şunu bilmiyorsunuz: kızınız hala onla görüşmeye devam ediyordu.
  Herkes şok, isabel duş da soğuk su yemiş gibi şaşkın, asuman hanım kızının elini tutamayıp uçurumdan düşüşünü izler gibi... Kimsede ses yok, göz bebekleri büyük, ağızlar açık... Konuyla ilgilenmeyen tek kişi sebastiyanın gözleri kezbanın açık kalan ağzının yanındaki tatlı gamzelerinde.

Dün sabah eski özel hocamız ile küçük bir görüşme gerçekleştirdik,  itiraf etmeliyim ağzı baya sıkıýdı. Bir süre sessiz kalmayı başardı fakat bol sıfırlı bir çek ile tüm sessizliğini satın aldık. Konakta yaşanan ikircikli ilişkiler hakkında aldığımız bilgiler işimize epey yararı oldu. Sevgili Isabel ile hazır damadınız da şehir dışında iken şehri terk etme planlarından bahsetti,  buna ilk başta çok şaşırmış gibi olduk ama asıl bizi şaşırtan olay, biz konuşurken torununuzun yan odadan çıkıp gelmesi oldu. Şehirden ayrılmak ve rahat yaşamak için gereken parayı torununuzu kaçırılmış gösterip fitye ile toplamak istemiş. Bu işi yaptıracak adam bulamadıkları için de bu kadar beklemişler.
  Oğlunuzun ise garip bir şekilde kumar borcu birikmiş, verilen süre içinde de parayi odemedigi icin de rehin tutulmuş. Asuman hanım simdi anladınız mı? Geçen gün sizden istediğim yüklü miktarda parayı niçin istediğimi... Oğlunuzu o adamların elinden kurtardık.
  En önemli kısma gelelim şimdi, ailenizi temellerinden sarsan tüm bu olayların başrolünde bizim meşhur özel hoca çıktı. Yıllardır bu eve girip çıkan,  zenginliğin büyüsüne kapılan bu adam bütün bu servete konmak için kızınız isabeli kullanmış, önce torununuzun sonra kızınızın gönlünü kazanmış,  size de fazlasıyla kibar davrandığına eminim. Kendini sevdirdikten sonra bu servetin önündeki tüm engelleri tek tek ortadan kaldırmaya başlamış. Öncelikle damadınızdan başlamış,  ona hala ulaşamadık. Ona şehir dışında işler ayarlayıp sürekli evden uzak tuttuğunu ve bazı kadınlarla anlaşıp onu oraya bağlama planları dahi yaptığını söyledi. Damadınızdan sonra oğlunuza planlar yapmış, onu eski kumar arkadaşlarıyla tanıştırıp kumara alıştırmış. Sık sık sabahlara kadar oyunlarda para kaybetmesini sağlamış,  borçlarını ödemeyez hale getirmiştir. En sonunda da borç yüzünden işi cinayete götürtmekti.
 En son engel olarak da sizi görüyormuş, diğerlerine göre daha kolay olacağını düşünmüş ama yanılmış. Sizin aklınız tecrübeniz ve en önemlisi anne şefkatinizi fark edememiş.
  Herkes hala şaşkın, isabelin gözlerinden akan yaşların damlaları yerdeki parkeleri ıslatırken kahvelerde gelmişti. İlk yudumun ardından dedektifin yüzünde günlerce verilen emeğin karşılığının alınmış ferahlığı vardı.

 Eveettttt... Asuman hanim, bize müsaade artık, bundan sonrası aile içi halledeceğiz meseleler. Oğlunuz ve torununuz birazdan burada olur, kendilerini bu gecenin yorgun atmosferinde sıkmak istemedik. Bu gece bize gösterdiğiniz ev sahipliği için teşekkürlerimizi kabul edin. Her şey için sağolun var olan. Tanrı sizi korusun...

   Konağın uzaktan dahi bu kadar görkemli olduğunu fark eden dedektif hâlâ konağı çevreleyen soğuk duvarlarına işemeye devam ediyordu. Sebastiya’nın taşa oturduğunu ve dalgın dalgın konağa baktığını görünce:
- Hişt ! sebo, şu kolye işi ne oldu ?. Bir şeyler bulabildin mi?
-Buldum buldum
- Tamam o zaman şimdi şu lanet kıçını kaldır da şuradan bir taksi çevir,  hava soğuk biran önce gidelim.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

-TÜL KEDİSİ-

ABSURD GENCİN AĞZINDAN: Yıl 1990 İstanbul’da, güzeller güzeli bir kız, fedakâr bir anne, cefakâr bir baba varmış. Anne ölünce bab...